14 Nisan 2012 Cumartesi

CEM KARACA, EDİRDAHAN VE SAFİNAZ ÜZERİNE…



Bu yazımda büyük bir eserden ve onun yaratıcısı olan büyük sanatçılardan,  Cem Karaca’dan,  onun kurduğu Edirdahan topluluğundan (Derya Elver, Salih Çele, Bülent Urkan, Hami Barutçu, Fehiman Uğurdemir ) ve onlar tarafından 1978 yılında kaydedilmiş olan Safinaz isimli eserden bahsetmek istiyorum.
Bir anadolu rock operası olarak tasarlanmış olan aynı adlı albümde yer alan bu eser tam anlamıyla bir başyapıt niteliğindedir.  (Albümde Safinaz, Karam ve Şeyh Bedreddin Destanı olmak üzere toplam üç eser bulunmaktadır.)  Safinaz, hayattaki en büyük hayali kızını okutmak olan kapıcı Kasım’ın bir süre sonra kurduğu bu hayalden çaresizce vazgeçmek zorunda kalışını ve kızının geleceğinin giderek yok oluşunu konu alır.  Tam 18 dakika süren bu şarkı, toplumun o dönemde yaşadığı köyden kente göçün ve kültür yozlaşmasının eşliğinde resmedilen acı bir memleket tablosudur aynı zamanda.  Para ve maddiyat üzerine kurulan haksız bir düzende, yoksulun hayal kurmaya dahi hakkının olmadığını ve sınıf ayrımının utancını yüzümüze çarpan ve yüzümüzü kızartan bir 20. yüzyıl dramıdır Safinaz .
Bu, başta çok bilindik acıklı bir Türk filmi hikâyesi gibi gelse de, şarkının bu hikâye ile birlikte sistemi sorgulayışı ve düzene duyduğu öfkeyi dillendirerek bir başkaldırı tavrını ortaya koyması, müzikal ve edebi üstünlüğü ile bambaşka bir sanat anlayışını bizlere sunmaktadır.  Bu albümde özellikle bakır nefesli çalgıların kullanımı enfestir ve esere bir müzikal havası katmıştır.  Safinaz, eleştirel anlatımı ile de rock tavrını gerçek anlamda temsil eden, efsane nitelemesini ve alkışı sonuna kadar hak eden bir sanat eseridir.
Hayatın içinde çokça karşılaşılan bu ve bu gibi dramatik tablolar kullanılarak toplumun duyguları kolayca sömürülebilir.  Bu en kolay olan yoldur ve yoz kültür bunu sıklıkla kullanır hepimizin bildiği üzere. Ama asıl görev, bu tabloyu veya tabloları yaratan sisteme karşı ses yükseltmektir.  Daha önce de belirttiğim gibi rock müzik olumsuzlukları ortaya koyarken, bir yandan da buna karşı duyduğu öfkeyi dillendiren, eleştiren bir müziktir ve rock müziğin sertliği kullanılan enstrümanların tonundan değil, tavrından gelir zira. (Müziğin sertliğini, distortion tonu ile ölçen tatlı su rock’çılarının bilgisine...)
İşte bu eserde Cem Karaca ve arkadaşları dramatik bir tabloyu resmederken, o tabloyu yaratan koşullara duydukları öfkeyi, coşkulu bir başkaldırıya dönüştürmeyi başarmaktadırlar.  Örneğin şu mısralara göz atalım, sınıf ayrımını ve bu ayrımın nerede filizlendirildiğini anlatan ve eleştiren daha iyi bir söz olabilir mi?
“Fiyatlar artıyordu Kasım’ın ücreti sabit,
Fiyatlar artıyordu, Safinaz okuyordu
Safinaz’ın okuduğu kitaplar yazıyordu;
Bir doktorun işçiden şerefli olduğunu
Özet olarak bu albüm ülkemiz rock müziğinin onur tablolarından biridir ve bu albümü “ben rock dinliyorum” diyen herkesin dinlemesi gerekir.
Son olarak, sözü Cem Baba’nın albüm kapağında yazdıklarına bırakıyorum. Bu yazı ve arka kapaktaki resim rock’ın eskiden nerede durduğunu ve ülkemizde müzik adına bugüne dek neleri kaybettiğimizi açıkça göstermektedir.  Bugün tartışılması gereken ise, bu albümün üzerinden geçen otuz küsur yıl içerisinde ülkemiz rock müziğine neler katılabildiğidir ya da katılamadığıdır.
Bu arada, fotoğraftaki yazıya lütfen dikkat!
Soner Canözer

 “Safinaz 'a ve halkımıza,

Bacılarım, kardeşler, halkımız. Bu uzunçalara sizlerden birinin adını verdim, kızmayın. Siz ve sizin gibileri hep gördüm, halâ da görmekteyim… Bazen bir diskotekte yarınsız , ya da bir arka sokağında bir büyük kentin. Tek ortak yanları vardı, yarınsız olmaları… Şimdilik…

Bu uzunçaları Safinazlara acıdığımdan yapmadım… Acıyamam ki… Ama sizi bu hale düşürenlerle kavgam, sizi ve her şeyi kurtarana dek sürecektir. Şimdi bazıları "sana ne canım, sen mi kaldın kurtaracak dünyayı?" diye uzun kulaklı bir soru sorabilirler; ancak halkımın sağduyusuna şükür halâ şarkılarımı söylüyorum. Amacım mı ne? Herhalde "vatan millet sakarya" üçlemesinin ardına sığınıp cebinizdeki paraları avuçlamak değil.

Elinizdeki uzunçaların fiyatı ne olur bilemem. Belki 2 kilo kıyma fiyatını aşar bu uzunçaların ederi ancak bunun hesabını i.m.f 'den sormak gerek.

Derya davul, Salih  trompet trombon, Bülent  tenor, soprano ve flüt, Hami bas, Fehiman gitar çaldılar, ben de söyledim. İstanbul ses kayıt stüdyosunda Duyal  arkadaş kaydetti… Ali Avaz "gönül plak" bastı… Siz de umarım aldınız dinliyorsunuz…

Ama Safinazların kaderi değişmedi…

Var mısınız dinleyenler kurtaralım Safinazları?

Elele verelim ve…

Değil yalnız Safinazları, çocuklarımızın yarınını kurtaralım. Kırk beş milyon halkımız elele verelim ve komayalım iti, kurdu girsin sürüye…

Sevgiyle

Cem Karaca"

1 yorum:

  1. Öncelikle bu blog'u gördüğüme çok sevindim Soner Bey...

    Diğer yandan Cem Karaca'nın gerek Safinaz eserinde gerekse de albüm arka kapağında yazanlara gelince, gerek müzik, gerek kültür gerekse de duyarlılık yönünden zaman geçtikçe çok şey kaybettiğimiz çok net anlaşılıyor. Müzikte özellikle Rock müzikte eskisi gibi gerek kültür ve yaşayış gerekse de siyasi yönden eleştiren bir şarkı bulmak imkansız gibi. Kültür yönünden zaten gittikçe yozlaşmış, uyuşturulmuş, kitap okumayan, sorgulamayan sadece kendisine verilen yalan yanlış bilgilerle başkalarının yönlendirmeleri ile yaşayan bir kitle halini aldık. Tabi uyuşmuş bir kitleden de gerek Cem Karaca'nın Safinaz eserinde bahsettiği konulara gerekse de başka konulara ilişkin bir duyarlılık sergilemesini beklemekte aptallık olur. Uyuşmuş kitleler siyasiler ve bir takım kişiler tarafından oynatılan ve yönlendirilen kişiler olmaya mecburdur...

    Müzik doğru bir şekilde kullanıldığında kitleleri uyandırdığı için uyandırıp doğruya yönlendirme aracı olarak kullanıldığı gibi, yoz müzikte insanları daha çok uyuşturmakta kullanılabilmektedir.

    Uzun lafın kısası Cem Karaca gibi 'Kahrolsun yoz müzik' diyorum.

    Selamlarımla,

    Sertaç Mavişerit

    YanıtlaSil